Depresyon; arkadaşlarımız, yakınlarımız, çevremizdekiler çoğu kişiden duymuşuzdur bu kelimeyi “Depresyondayım.’’ Peki nedir bu depresyon? Aslında depresyon, temel belirtileri; isteksizlik, hayattan zevk alamamak, içinden hiçbir şey gelmemek olan bir hastalık halidir. Depresyon; düşüncelerimizi, duygularımızı, vücudumuzu etkileyen bir hastalıktır. Yani yemek yememizi, uykularımızı, sağlıklı düşünce üretmemizi etkileyen bir hastalıktır. Depresyonda olan bir kişi; ailesinden, arkadaşlarından uzaklaşır, etkinliklere sosyal ortamlara girmekten kaçınır. Depresif olan kişiler her şeye ümitsiz bakar, hayatında olan olumsuzluklardan hep kendini suçlar ve kimsenin ona yardım edebileceğine inanmama eğilimindedir.
Peki neden depresyona gireriz? Geçmişte yaşanan travmalar, bir yakınımızın kaybı, üzüntü ve zorlanmalar, hala devam eden sorunlar, yeni ortaya çıkmış zorlayıcı yaşam olayları, düşük eğitim düzeyi depresyona neden olabilir. Ailesinde depresyon tanısı alan biri varsa diğer aile fertleri de depresyon açısından risk altındadır, yani kalıtsallık bu hastalığın önemli nedenlerindendir.
Depresyon kadınları 2 kat daha seviyor. Hormonel etkiler, adet döngüsündeki değişiklikler ve aile içerisindeki sorumlulukların daha fazla oluşu kadınların ruh dengesini olumsuz etkiliyor. Tüm bu etkenler kadınların depresif duygu durumu, çökkünlük, kaygı ve endişe gibi duyguları daha fazla yaşamalarına neden oluyor. Bu nedenle de depresyon kadınlarda erkeklere oranla iki kat fazla yaşanıyor. Öyle ki depresyon her 4 kadından birinde görünürken, erkeklerde bu oran 8 erkekte bire kadar düşüyor.
Peki bu depresyonun mevsimi var mıdır?
Vücudumuzun bir dengesi vardır. Vücudumuz her mevsim değişikliğine ayak uydurmalıdır. Bazılarımız yeni mevsimin ritmine ayak uyduramaz ve dolayısıyla vücudumuz bundan etkilenir. Mevsim değişikliklerinde beynimizdeki bazı hormonlarda değişime uğrarlar. Beynimizdeki bu serotonin, melatonin hormonlarının değişime uğraması depresyona yol açmaktadır.
Antik çağlardan beri insanların her bahar mevsiminde ruh hallerinde değişimler olduğu gözlemlenmiştir. Bu değişimlere adaptasyon sağlamak ve hazırlanmak için her toplumun kendine özgü ritüelleri vardır. (Hıdırellez, bahar şenlikleri gibi)