Kaygı konusunu ele aldığımız bu içeriğimizde sizlere Kaygı Nedir? Sorusunun yanıtını aktaracak ve anksiyete ( kaygı ) ile alakalı merak edilen tüm hususları ele alacağız.
Kaygı kelimesinin anlamını aktarmak gerekirse; bedenin ve zihnimizin, gerçek anlamda yada hayali anlamda, tehlike veya tehtid algısını oluşturduğu husustur. Kaygılı olma hallerinde korku ve endişe aşırı olmaktadır. Strese verilen en ortak tepkilerden biri şeklinde kabul gören kaygı diğer adı ile anksiyetedir. İnsanların korku verici durumlarda, onları tehtid edici hallerde karşı olarak verdiği bedensel ve ruhsal tepkiye denir. Kaygılı durumlarda verilen tepkiyi hayatımızın bir döneminde kesinlikle yaşamışızdır. Örneğin bir kazanın ardından yada bir sınav öncesinde veyahut toplum içerisinde herkese bir konuşma yapılacağı zaman bu hissi hemen hepimiz yaşamışızdır. Hayatımızı her zaman etkiliyorsa ve hayatımızdaki olağan akışa engel oluyorsa bu durum rahatsızlık seviyesine kadar çıkmış demektir.
Ülkemizde ve Dünya´nın çeşitli ülkelerinde anksiyete (kaygı) çok sık görülmektedir. Hayatımızın bir döneminde kesinlikle bu duyguyu tatmış olabiliriz. İnsanların ara sıra kendini kaygılı hissetmesi oldukça normaldir. Fakat bu durumun yukarıda da bahsettiğimiz gibi sürekli olacak şekilde bir hale bürünmesi sorun yaratabilir. Kaygı bozukluğu tedavi edilebilir bir durumdur. Kaygı bozukluğu bulunanlarda günlük yaşantıyı engelleme, aile ve sosyal hayatı etkileme, aksatma en sık rastlanandır. Bu hastalığın da bir çok psikolojik hastalıkta olduğu gibi etkili tedavi yolları vardır. Psikolog Yusuf Yerli web sitesinde yer alan whatsapp hattı ile konu hakkında hemen bilgi alabilirsiniz.
Anksiyete´nin (kaygı) bilişsel belirtileri, duygusal belirdileri, davranışsal ve son olarak fizyolojik belirtileri vardır. Bunlardan Bilişsel belirtilere örnek verecek olursak, gerçeklik duygusunda değişme, çevrenin değişiyor gibi algılanması durumları, kişinin olaya dikkatini vermede zorlanması, kişinin dikkat dağınıklığını sürekli olarak yaşıyor olması, kontrolü kaybetme veya yitirme kaygısı hali ve son olarak kişinin yaşanan olaydan fiziki olarak zarar göreceğini düşünüyor olmasıdır.
Kaygı´nın duygusal belirtilerine örnek vermek gerekirse bunlar, korku, panik durumu, alarm duygusuna kapılma, çaresizlik hissetme, endişe ve huzursuzluk içerisinde olmaktır. Diğer bir kaygı belirtisi grubu ise davranışsal belirtilerdir, bunlar; kaygıyı yaşayabileceğinizi hissettiğiniz durumlardan kaçınma davranışları, kaygı yaratan hususlarla karşılaştığınızda dona kalma durumudur.
Son olarak kaygının fizyolojik belirtileri ele alınacak olursa, bunlardan en çok rastlananlar kişinin çarpıntı hissetmesi, bulantı ve kusma durumları, karın ağrısı yaşaması, sık olarak idrara çıkma isteğidir. Bunun yanı sıra fizyolojik kaygı belirtilerinde cinsel isteksizlik, aniden sıcak basması, nefes darlığı, boğazda düğümlenme durumları da görülebilmektedir. Farklı fizyolojik kaygı belirtileri de bulunmaktadır. Benzer hususlarla karşı karşıya kaldığınız hallerde hemen hiç zaman kaybetmeden alanında uzman psikologumuza danışabilirsiniz.
Uzman Klinik Psikolog Yusuf Yerli´nin dilerseniz Instagram ve Facebook hesaplarını takip ederek sorularınızı online ve özel mesaj yolu ile de sorabilirsiniz.
Yapılan bazı araştırmalara göre anksiyete bozuklukları erkeklere oranla kadınlarda daha fazla görünmektedir. Ayrıca aşırı korumacı tavırla büyütülmüş olan çocuklarda ve çevresinden olumsuz şekilde sürekli tepki alan kişilerde kaygı bozukluğu daha sık görülmektedir. Kişilerin çocukluk dönemlerinde yaşladıkları travmalar, mutsuzluklar arttıkça ve bunlara yaşanan olumsuzluklar da katıldıkça kaygı riski eş zamanlı şekilde artış eğiliminde olmaktadır.
Kaygı bozukluğu bulunan kişilerde sürekli olarak bulunan bir endişe hali ve günlük yaşantılarında da rastlanan olaylara karşı aşırı korku hali bulunur. Kaygı ( anksiyete ) bozukluğu olan kişilerde panik atak krizleri de kendini gösterebilmektedir. Aşırı şekilde hissedilen endişe hali, kaygı durumu, panik hali ile kişinin günlük aktivitelerinde her bir aksama olur. Kontrol etmesi ve kaygı bozukluğunu yönetmesi oldukça zor olsa dahi bu durumun giderilmesi için Psikologlar kişiye özel hizmet verebilmektedir. Günlük yaşantılarınızda karşılaştığınız bu ve bunun gibi sorunlarla baş edebilmeniz için sizleri hazırlamakta ve sizlerin daha hızlı karar alabilmesine doğru ortamı birlikte hazırlamaktayız. Beynin strese karşı hızlı tepki vermesi durumu aslında sizin ileride yaşayacağınız potansiyel tehlikelere karşın uyarma şeklidir.
Tanı ve Tedavi Yöntemleri için Hemen Destek Alın.